Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TRT Haber'de gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın görevden alındığı davayı değerlendiren Bakan Tunç, "İstanbul'da devam eden davaların yanı sıra Ankara'da da, biliyorsunuz, Ankara'da önce başlamıştı. Hatay eski Büyükşehir Belediye Başkanı, CHP delegesi başvuruda bulunmuştu. Hem suç duyurusunda bulunmuşlardı hem de asliye hukukta kurultayla ilgili iptal davaları açmışlardı. Onlar bir taraftan yürüyor, 15 Eylül'e duruşma günü verilmişti. Bir taraftan ceza soruşturması, ceza davaları, bir taraftan da Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Siyasi Partiler Kanunu ve Dernekler Kanunu'na atıfla yapılan davalar var." dedi.

'DAVALAR BİRBİRİNİ ETKİLEYEBİLİR'

Her iki davanın birbirini etkileyecek düzeyde olduğunu söyleyen Bakan Tunç, "Çünkü burada İstanbul İl Kongresi ile ilgili olarak dün açıklanan karar, henüz tabii dava devam ediyor. Burada davanın esasıyla ilgili olarak kimin haklı, kimin haksız, bu konuda değerlendirmeyi yapacak olan elbette ki yargı makamıdır. Sonuçta kararı mahkeme verecektir ve bu mahkemenin kararı da itiraza, istinafa ve temyize tabi olacaktır. Bu süreçler şu anda devam ediyor." ifadelerini kullandı.

TEDBİR KARARI VERİLDİ'

"Dünkü İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararda, 38. İstanbul İl Kongresi'nde seçilen il yönetiminin, il yönetim kurulu üyelerinin, il disiplin kurulu üyelerinin görevden el çektirilmesi ve tedbiren el çektirilmesi ve 39. kurultayla ilgili olarak devam eden seçim süreçlerinin İstanbul bakımından durdurulması, sadece İstanbul bakımından." diye konuşan Bakan Tunç, "Çünkü 39. kurultayla ilgili karar alındı biliyorsunuz CHP Genel Merkezi tarafından ve delege seçimleri şu anda devam ediyor. Eğer bir hukuki sakatlık var ise, o zaman bu delege seçimlerinin ötelenmesi gerektiği kanaatinde mahkeme. O nedenle o açıdan bir tedbir kararı var. Fakat reddettiği talepler de var mahkemenin. Özellikle kongrede alınan bütün kararların iptali istenmişti davacı CHP il delegesi ve kurultay delegesi tarafından. Bunların tamamının iptali yönündeki talebin reddine karar verildi." değerlendirmesini yaptı.

'KARAR İTİRAZA AÇIK'

Kararın itiraza açık olduğunu kaydeden Bakan Tunç, "Bu süreçle ilgili olarak tabii ki yargılama süreçlerine, mahkemelerin vereceği kararlara hepimiz uymak durumundayız, saygı duymak durumundayız. Çünkü yargının gerçekleştirmekte olduğu bir soruşturma ve dava süreci var ve bunları başlatanlar da yine Cumhuriyet Halk Partisi'nin içindeki delegeler, yöneticiler. Dolayısıyla, Siyasi Partiler Kanunu'na göre bir siyasi parti delegesi eğer hukuka aykırı bir uygulama, Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı bir eylem varsa kongre süreçlerinde, hakkını elbette ki arayabilmeli. Bu demokrasinin ve hukuk devletinin gereği." yorumunda bulundu.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Özgür Özel, yargıya müdahale etmemizi istiyor. Yargıya müdahale etmemiz söz konusu olamaz. İBB'yle ilgili 5 ay önce başlayan soruşturmanın ilk anından itibaren bunun bir yolsuzluk soruşturması olmadığını, siyasi bir soruşturma olduğunu söylemesi; iddiaları bilmeden hemen sahiplenmesi doğru değildir. Tutuklamanın en önemli şartlarından biri somut delillerin varlığı. Emniyet, HTS, baz kayıtları varsa hepsi değerlendirilip sonucunda mahkeme karar verir." dedi.

'SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ'

Suça sürüklenen çocuklarla ilgili de konuşan Bakan Tunç, şunları söyledi:

"11. Yargı Paketi'yle ilgili taslak çalışmamız var.Suça sürüklenen çocuklarla ilgili de çalışmalarımız orada var. Suça sürüklenen çocuklar konusu son zamanlardaki olaylar nedeniyle konuşuluyor. Çocuk adalet sistemi çok önemli. Hem suça sürüklenen ve mağdur çocuklar bakımından önemli. Artık çocuk adalet merkezleri oluşturuyoruz. Çocukları, yetişkinlerin yargılandığı mahkemelerden farklı ortamlarda yargılayacağız. Çocuk yargılamalarıyla ilgili dünya örneklerine bakmak lazım. Demokratik hukuk devletlerinde bize uygun olan ülkelerle Türkiye'nin uygulaması biraz benziyor ama farklılıklar var. Bizde 12 yaşından küçük bir çocuk suç işlediğinde hapis cezası almaz. 12-15 yaş arasında bir çocuk suç işlemişse o işlediği suçun idrakindeyse burada alacağı ceza yarı oranında indirilir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren bir suçu işlemişse 12 yıldan 15 yıla kadar ceza verilebilir. 15-18 yaş aralığında suç işlemişse burada da diğer cezalar 3'te 1 oranında indirilir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren bir suçu 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası alır.

Ahmet Minguzzi cinayeti ve sonrasında devam eden olaylar bu konuda bir çalışma yapmamızı gerektirdi. Bundan sonraki olaylar için caydırıcılığın sağlanması için. Yaş yükseldikçe indirim oranının değişmesi söz konusu olabilir. Alternatif düzenlemelerimizi hazırladık. Suça sürüklenen çocuklar sorununu çözecek, çocuklarımızı koruyacak, yargı süreçlerinde örselenmemelerini sağlayacak bir düzenlemeyi Meclis'imizin takdirine sunacağız."

KURULTAY DAVASI HAKKINDA

CHP için 'mutlak butlan', yani Özgür Özel'in Kemal Kılıçdaroğlu yerine genel başkan seçildiği kurultayın yok sayılması riski barındıran davanın sonraki duruşması 15 Eylül'de görülecek.

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 30 Haziran'da görülen duruşmada mahkeme heyeti, ceza yargılaması ve görevsizlik kararına itiraz süreçlerinin beklenmesini kararlaştırmış ve davayı ertelemişti. Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler tarafından kurultaya şaibe karıştığı, delegelerin oylarının rüşvet karşılığı satın alındığı gerekçesiyle farklı mahkemelerde açılan davalar, 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birleştirilmişti.

Dava dilekçesinde, 38. Olağan Kurultay ve Özel'in kendi talebiyle yapılan ve yeniden genel başkan seçildiği 21. Olağanüstü Kurultayın iptali talep ediliyor. Davacılar 38. Olağan Kurultay'da delege iradesinin sakatlandığını savunarak bu kurultayın yok hükmünde (mutlak butlan) sayılarak Özel ve ekibinin görevden uzaklaştırılıp, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin görevine iade edilmesi gerektiğini savunuyor.