İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimini görevden aldı ve aralarında Gürsel Tekin'in de bulunduğu bir ekibi kayyım olarak atadı. Mahkemenin bu kararı sonrası Tekin'den gelen 'il başkanlığını kabul etme' açıklaması siyaset arenasının ateşini fitilledi.

Tekin, bugünü işaret ederek il başkanlığı binasına gideceğini söyleyince CHP'liler dün akşamdan itibaren il başkanlığına giderek nöbet tutmaya başladı. Fakat bu nöbet polisin müdahalesiyle sonuçlandı. CHP'liler bugün de il başkanlığı binası önünde bekleyişlerine devam etti.

'KAYYUM' VURGUSU, CHP'Lİ YÖNETİCİLERE ÇAĞRI

Bu sırada tüm gözler Tekin'in il başkanlığına gelip gelmeyeceğine çevrilmezken Tekin beklenen hamleyi yaptı ve il binası önüne geldi. Burada yoğun bir ıslık ve yuhalamayla karşılanan Tekin, açıklamasını tamamladı. Tekin'in konuşmasında en dikkat çeken 'kayyum olmadığını' söylemesi oldu. Sık sık bunun altını çizen Tekin, CHP'li yöneticilere ise "Sevgili CHP'li yöneticilerim sizlere yalvarıyorum. Bizler çağrı heyetiyiz. Kayyumlar belediyelerimizde. Bizim görevimiz sorun çözmektir" diyerek seslendi.

İL BİNASINA GİRECEK Mİ?

En çok merak edilen ise Tekin'in CHP İstanbul İl Başkanlığı binasına girmeye yönelik bir adım atıp atmayacağıydı. Açıklamasının sonunda Tekin, bu soruya da yanıt verdi ve "Şimdi temaslarım olacak, sonra baba ocağına gireceğiz" dedi.

'BİZ KAYYUM DEĞİLİZ'

İşte Gürsel Tekin'in açıklamalarından öne çıkanlar:

"Ben ve heyetteki arkadaşlarımız bugüne kadar yaşanan bu sorunu hiçbir parçasında yokuz. Hatta daha ileri gidiyorum. O gün kongre olduğunda delege olmayan bir Gürsel Tekin olarak karşılıklı ağır söz söyleyen arkadaşlarımızı uyardım. 'Yapmayın' dedim. Ama taraflar arasındaki sorun mahkeme koridorlarına düştü. Mahkeme bir karar aldı. Şikayet edenler CHP'liler, taraflar CHP'liler. Bizi öneren arkadaşlarımız aynı zamanda CHP'liler. Biz kayyum değiliz. Kayyum Esenyurt'ta, Şişli'de.

Ne gariptir 6 gündür sesimiz çıkmamasına rağmen sadece dedik ki baba ocağına giderken el le kol kola vererek gidelim.

'İSTERSE KURŞUN ATSINLAR'

(Su şişesi fırlatılması üzerine) İsterse kurşun atsınlar, hiçbir şey bizi engelleyemez. CHP'lilerin bana tepkisi olmaz. Kimlerin olduğunu biliyorum, hiç merak etmeyin.

Bütün sorunların çözülebilmesi için her türlü diplomatik görüşmelerimiz devam ediyor. Biz ve arkadaşlarımız, bizim bir an önce partimizin uğramış olduğu mahkeme koridorlarındaki sorunların bitmesi için elimizden geleni yapacağız.

Biz kimseyi ayrıştırmadık.

'BU SORUNU ÇÖZMEK İSTİYORUZ'

Benim buradaki görevim provokasyona gelmek değil. Biz baba ocağının kurumsal kimliğini muhafaza etmek için çabalarımız olacak. Önümüzdeki günlerde bizim de söyleyeceğimiz kelamımız var. Bizler tehdit edildik ama sabırla bu sorunu çözmek istiyoruz.

'ÖZGÜR ÇELİK NE ZAMAN İSTERSE OTURURUZ'

Birileri CHP'yi parçalamak isteyebilir çünkü hiçbir emekleri yok. Bizim alınterimiz var. Hiçbir CHP'li arkadaşımızın bizim tarafsızlığımızla ilgili kaygısı olmasın. Sayın İl Başkanımız Özgür Çelik ne zaman isterse otururuz.

KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞMEK İSTEDİ Mİ?

Ben ilk günden itibaren Özgür Özel genel başkanıma 'Sizi ziyaret etmek istiyorum' dedim. Gitmişken aynı gün sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu da ziyaret edeyim dedim. İkisinin de özle kalemine not bıraktım. Kılıçdaroğlu'nun özel kalemi bana döndü. Ben de ona 'Sayın Özgür Özel'in programına göre size haber vereceğim' dedim. Özgür Özel dönmeyince ben de Kılıçdaroğlu ile görüşmedim.

'BABA OCAĞINA GİRECEĞİZ'

Sevgili CHP'li yöneticilerim sizlere yalvarıyorum. Bizler çağrı heyetiyiz. Kayyumlar belediyelerimizde. Bizim görevimiz sorun çözmektir.

Şimdi temaslarım olacak, sonra baba ocağına gireceğiz.

Ya ne istiyorsunuz? Allah'tan korkunuz yok mu? Biz sorunu çözmek istiyoruz."